- alışılmışın dışında
- гадәттән тыш
Türkçe-Tatarca sözlük. 2013.
Türkçe-Tatarca sözlük. 2013.
başka — sf. 1) Bilinenden ayrı, değişik, farklı, özge Yıllar sonra olaya başka bir açıdan bakabildim. H. Taner 2) Nitelik yönünden alışılmışın dışında bir üstünlüğü olan Bütün bunlar beni herkesten başka bir insan yapmıyor. H. E. Adıvar 3) e. Ayrıca,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
değişik — sf., ği 1) Değiştirilmiş, muaddel Yasanın değişik onuncu maddesi gereğince... 2) Alışılmışın dışında bir özelliği bulunan Değişik bir oda takımı. 3) Çeşitli, farklı Değişik renkler. 4) is., hlk. Yedek iç çamaşırı, giyecek Hiç değişiğim kalmadı.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
homurdanmak — nsz, e 1) Öfke, kızgınlık, can sıkıntısıyla anlaşılmaz sesler çıkarmak Homurdanarak derin ve tatlı bir sabah uykusundan uyanmaya çalışıyor. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Taşıt, alet vb. alışılmışın dışında bozuk ses çıkarmak Motor bir iki homurdanıp… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıra dışı — sf. 1) Alışılmışın dışında olan, olağan dışı, gayritabii, ekstrem 2) Beklenmedik … Çağatay Osmanlı Sözlük
yaman — sf. 1) Güç, etki veya beceri bakımından alışılmışın üzerinde olan (kimse) Sen yaman bir inkılapçı olacaksın Yıldız. A. Gündüz 2) Kötü, korkulan (kimse) 3) Alışılmadık, olağanın dışında Köhne çatısı yaman bir gürültü ile birdenbire sarsıldı. E. E … Çağatay Osmanlı Sözlük